بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّى خَٰلِقٌۢ بَشَرًا مِّن صَلْصَٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ٢٨

Ve düşün o vakti ki Rabbin melâikeye: ben, demişti: salsâlden, mesnun bir balçıktan bir beşer halkedeceğim. Binaenaleyh onu tesviye ettiğim ve içine ruhumdan nefheylediğim vakit derhal onun için secdeye kapanın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَإِذَا سَوَّيْتُهُۥ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِى فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ ٢٩

Ve düşün o vakti ki Rabbin melâikeye: ben, demişti: salsâlden, mesnun bir balçıktan bir beşer halkedeceğim. Binaenaleyh onu tesviye ettiğim ve içine ruhumdan nefheylediğim vakit derhal onun için secdeye kapanın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَسَجَدَ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ٣٠

Onun üzerine melâike, hepsi toptan secde ettiler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَّآ إِبْلِيسَ أَبَىٰٓ أَن يَكُونَ مَعَ ٱلسَّٰجِدِينَ ٣١

Ancak İblîs secde edenlerle beraber olmaktan ebâ eyledi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ يَٰٓإِبْلِيسُ مَا لَكَ أَلَّا تَكُونَ مَعَ ٱلسَّٰجِدِينَ ٣٢

Ya İblis, dedi: sen neye secde edenlerle beraber olmadın?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ لَمْ أَكُن لِّأَسْجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقْتَهُۥ مِن صَلْصَٰلٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ٣٣

Benim, dedi: bir salsâlden, bir mesnun balçıktan yarattığın bir beşere secde etmem kabil değildir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ فَٱخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ ٣٤

O halde, dedi: çık oradan çünkü sen racîmsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ عَلَيْكَ ٱللَّعْنَةَ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلدِّينِ ٣٥

Ve bu lânet ceza gününe kadar üzerindedir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِىٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ٣٦

Rabbim! dedi, öyle ise bana onların ba's olunacakları güne kadar mühlet ver.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلْمُنظَرِينَ ٣٧

Haydi dedi: sen mühlet verilenlerdensin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْوَقْتِ ٱلْمَعْلُومِ ٣٨

Vakti malûm gününe kadar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu